• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ÜZÜM GEBELİĞİ - MOL GEBELİK

İLETİŞİM ve ADRES:

0216 386 37 50
0543 386 37 50

KÜÇÜKBAKKALKÖY MAH, EFE SOK, NO:6

ATAŞEHİR İSTANBUL

Gestasyonel Trofoblastik Hastalıklar (Mol=üzüm gebeliği)

 mol-gebelik--uzum-gebeligi


Gestasyonel trofoblastik hastalık (mol üzüm gebeliği) neye denir?

Gestasyonel trofoblastik hastalıklar halk dilindeki ifadesiyle üzüm gebeliğini de içine alan hastalıklar zinciridir.

 mol gebelik - üzüm gebeliği

İnsanın genetik, kromozom yapısı nasıldır?


İnsan 23 çift kromozom taşıyan hücrelerden oluşur. 23 çiftten ikisi cinsiyet kromozomudur, yani kişinin cinsiyetini belirler. Cinsiyet kromozomu kadınlarda iki adet X kromozomundan ibarettir. Erkeklerde biri X iken, diğeri Y kromozomudur. Kadın ve erkeklerde üreme (gamet) hücrelerinde 23 adet kromozom bulunur ki, anne ile babanın gamet hücrelerinin birleşmesiyle yine normal insanı oluşturmak üzere 23 çift (46 adet) kromozom sayısına ulaşılır. Kadın üreme hücrelerinin (yumurta ve oosit) tümü cinsiyet kromozomu olarak X içerirler. Erkek gamet yani sperm hücreleri ise, ya X ya da Y kromozomu taşırlar. Annenin yumurta hücresini, X kromozomu taşıyan baba sperm hücresi döllerse, bebek kız; Y kromozomu taşıyan sperm hücresi döllerse bebek erkek olur. Bebeğin cinsiyeti babadan gelen hücreye bağlıdır. Anne ve babanın üreme hücrelerinin birleşmesiyle meydana gelen 46 kromozomlu zigot yeni bir insan oluşturmak üzere bölünüp çoğalmaya başlar. Hücrelerin bir kısmı embriyoya (cenine), bir kısmı da bebeğin anneden beslenmesini sağlayacak plasentanın temel hücreleri olan trofoblastlara dönüşür. Plasenta yani bebek eşi trofoblastlar tarafından oluşturulur. İşte bu trofoblast denilen hücrelerin gereksiz yere fazla üreyip çoğalmaları mol üzüm gebeliğine sebep olur. 

Gestasyonel trofoblastik hastalık (mol üzüm gebeliği) nedir? 


Döllenme sonrası rahime yerleşen gebelik ürünü büyümeye başlar. Bebeğin beslenmesini sağlayacak plasentanın öncü hücreleri olan trofoblastların gelişmesindeki sapma yani tümör gibi çoğalması gestasyonel trofoblastik hastalığa yol açar. Histolojik (mikroskopik özelliklerine) olarak gestasyonel trofoblastik hastalıklar şu gruplarda bilinir:

1-Mol Gebeliği
Halk arasında üzüm gebeliği olarak bilinir. Üç çeşittir:

a) Kısmi mol gebeliği
Rahime yerleşmiş olan gebelik ürünündeki trofoblastlar normalden saparak üzüm salkımını andıran şişmiş, şeffaf kesecikler halini alır, ceninin normal gelişmesini önler. Ancak yine de bebeğe ait tanınabilir yapılar mevcuttur. Gebelik ürünü 69 adet (3 X 23) kromozom taşır.

b)Tam mol gebeliği
Bebeğe ait hiçbir yapı bulunmaksızın rahim şişmiş, şeffaf keseciklerle doludur. Gebelik ürünü 46 adet (2 X 23) kromozom taşır, ancak hepsi baba kaynaklıdır.

c)İnvazif mol gebeliği
Rahim kasına (miyometriuma) yayılmış tam mol gebeliğidir.

2-Koriokarsinom:
Trofoblastların daha en başta yapısal olarak anaplastik yani amacına yabancı program içeren özellik gösterdikleri gebelikle ilgili kanser türüdür. Böyle olunca bebeğe ait yapılar da, mol gebeliğindeki üzüm salkımını andıran şişmiş kesecikler de hiç izlenmez.

3-Plasenta yerleşimli trofoblastik tümör:
Koriokarsinomun nadir bir çeşitidir. Normalde üç çeşit trofoblast vardır. Koriokarsinomda anaplastik sitotrofoblast ve sinsityotrofoblastlar söz konusu iken, bu tümörde anaplastik “intermediate” trofoblastlar söz konusudur. Kemoterapiye( kanser ilaçlarıyla yapılan kanser tedavisi) daha dirençlidirler.


Mol üzüm gebeliği ne sıklıkta görülür?


Gebeliklerin 1/1000-2000’inde mol gebeliğine rastlanmakla beraber bu oran Japonya’da daha yüksektir.

Mol üzüm gebeliğinde risk faktörleri nelerdir?


1-Anne yaşının 20’nin altında, 40’ın üzerinde olması riski artırır.
2-Mol gebeliği geçirmiş hastanın sonraki gebeliğinin mol olma riski %1’dir.
3-Baba yaşının 45’in üzerinde olması.
4-Hiç doğum yapmamış olmak.
5-A vitamini eksikliği.

Mol üzüm gebeliğininin belirti ve bulguları nelerdir?

1-Gebeliğin erken dönemlerinde vajinal kanama.
2-Aşırı gebelik bulantısı
3-Erken dönemde görülen gebelik toksemisi yani hipertansiyon  Gebelik toksemisi, hipertansiyon, idrarda protein kaybı ve özellikle ellerde ve yüzde şişlik yani ödemle tanınan tehlikeli bir hastalıktır.
4-Rahimin son adet tarihine göre beklenenden büyük olması. Hipertiroidi, solunum yetmezliği veya yumurtalık kistlerine bağlı ağrı da müracaat sebebi olabilir. Tam mol genelde 6-8. haftalarda kanama ile belirti verir. Boşaltılmazsa 16-18. haftalarda düşükle sonuçlanır. Kısmi mol gebeliği bebeğin bulunması nedeniyle, hele plasentadaki değişiklikler de azsa geç belirti verir.

Mol üzüm gebeliğinde teşhis nasıl konulur?


Ultrasonla konur. Yukarıdaki şikayetlerle gelen hastaya yapılan ultrasonda gebelik kesesi izlenmez. Bunun yerine şişmiş keseciklerin oluşturduğu özel “kar yağdı” manzarası tanıyı koydurtur. Annenin kanından yapılan betaHCG test sonucunun çok yüksek olması tanıyı destekler. betaHCG normal gebelikte plasentayı meydana getiren trofoblastlar tarafından normal düzeylerde salınan bir hormondur. Kısmi mol gebeliğinin tanısını ultrason ve betaHCG ile koymak mümkündür, ancak her zaman kolay olmaz. Çoğunlukla düşük sonrası kürtaj materyalinin histolojik incelenmesiyle tanı konur.

Mol üzüm gebeliğinde tedavi nasıl yapılır?

 

Üzüm Gebeliği (Mol Gebelik) nasıl tedavi edilir?



Kendi haline bırakılan mol gebeliği, hiç beklenmedik anda ciddi kanamalara yol açabilir. Bu nedenle tanısı konulduktan sonra gerekli tetkikler ve hazırlıklar yapılıp kan nakli için de tedbirli olarak genel anestezi altında kürtajla boşaltılmalıdır. Çocuk sayısını tamamlamış 40 yaş üstü hastalarda rahimin ameliyatla çıkarılması (histerektomi) da bir tedavi seçeneğidir. Hastanın kan grubu Rh negatifse boşaltma sırasında kan uyuşmazlığı iğnesi (Rh immunglobulin) uygulanmalıdır.

Mol Gebeliği Boşaltıldıktan Sonra Niçin ve Nasıl Takip Edilmelidir? 


Takibin amacı hastalığın rahimde devam edip etmediğini ve akciğer, vajina, karaciğer, beyin gibi organlara yayılıp yayılmadığını (metastazı) bilmektir. Takibin devam ettiği bir yıl boyunca hasta gebe kalmamalıdır. Haftada bir betaHCG testi yapılır. Testi ardı ardına üç kez normal gördükten sonra, takip eden 3 ayda iki haftada bir, sonraki dönemde ayda bir betaHCG kontrolüne devam edilir. Bu sürede bütün betaHCG düzeyleri normal çıkmalıdır. Aynı dönemde jinekolojik muayene ve üç ayda bir akciğer grafisi tekrarlanmalıdır.

Gebelikten korunmak (Aile Planlaması ) için doğum kontrol hapları, rahim içi araç –RİA (spiral) yerine şu nedenlerle tercih edilirler:

1-RİA boşaltma sonrası hemen eski haline gelemeyen yumuşak rahimi delebilirler.

2-RİA’ya bağlı kanamalar hastalığa bağlı kanamayı yorumlamada zorluğa yol açabilir.

3-Doğum kontrol hapları çok daha etkin koruma sağlar.

Takip tamamlandığında hasta yeniden gebe kalabilir.

Eğer beta HCG düşmez ya da aynı kalır veya yükselirse, hastalığın devam ettiğini, belki de metastaz olduğunu gösterir. Rahim kürtajı, ultrason, akciğer grafisi ve tomografisi, karaciğer tomografisi ve fonksiyon testleri, beyin tomografisi gibi birçok tetkiklerle metastazlar araştırılır. Sonuca göre hastalığın evrelemesi yapılıp hastaya metotreksat ve gerekirse diğer kemoterapi (kanser tedavi) ilaçları verilir.

 

Üzüm Gebeliği (Mol Gebelik): Tanı, Tedavi ve Risk Faktörleri

Üzüm gebeliği veya diğer adıyla mol gebelik, gebelik sırasında rahim içinde anormal bir şekilde gelişen ve genellikle gebeliğin sona erdiği bir durumu ifade eder. Bu durum, anne ve fetüs sağlığı açısından ciddi riskler taşıyan nadir bir komplikasyondur. Bu yazıda, üzüm gebeliği hakkında ayrıntılı bilgi verilecek, tanı, tedavi ve risk faktörleri ele alınacaktır.

Üzüm Gebeliği Nedir?

Üzüm gebeliği, mol gebelik olarak da adlandırılır ve bir gebelik türüdür. Normal bir gebelik sırasında, döllenmiş yumurta rahmin iç yüzeyine tutunur ve burada büyüme ve gelişme süreci başlar. Ancak üzüm gebeliğinde, bu süreç anormal bir şekilde ilerler ve ortaya çıkan doku anormaldir.

Üzüm gebeliği iki ana türde olabilir:

  1. Tam Mol Gebelik: Bu durumda, döllenmiş yumurta tamamen normal hücreler yerine anormal trofoblast hücreleri tarafından doldurulur. Fetüs oluşmaz veya çok az gelişir. Plasenta ise anormal büyüme gösterir.

  2. Kısmi Mol Gebelik: Kısmi mol gebelikte, normal ve anormal hücreler bir arada bulunabilir. Ancak fetüs yine de anormal gelişir ve plasenta anormal büyüme gösterir.

Belirtiler ve Risk Faktörleri

Üzüm gebeliğinin belirtileri, diğer gebeliklerle benzer olabilir, ancak bazı belirgin farklar da olabilir. Belirtiler şunlar içerebilir:

  • Vajinal kanama: Üzüm gebeliği sırasında vajinal kanama sık görülen bir belirtidir. Bu kanama genellikle gebeliğin ilerlemesi ile artar.

  • Rahim büyüklüğünde hızlı artış: Rahim normalden daha hızlı bir şekilde büyüyebilir.

  • Bulantı ve kusma: Gebeliğin başlarında şiddetli bulantı ve kusma yaşanabilir.

  • Yüksek tansiyon ve ödem: Nadiren, anne adayında yüksek tansiyon ve ödem gibi belirtiler görülebilir.

Üzüm gebeliği risk faktörleri şunlar olabilir:

  • Yaş faktörü: Özellikle 35 yaşın üzerindeki anne adayları, üzüm gebeliği riski taşıyabilir.

  • Daha önceki üzüm gebeliği: Daha önce üzüm gebeliği yaşamış olan kadınlar, tekrarlayan üzüm gebeliği riski altındadır.

  • Beslenme eksiklikleri: Folik asit eksikliği gibi beslenme eksiklikleri, üzüm gebeliği riskini artırabilir.

  • Genetik faktörler: Aile öyküsü, üzüm gebeliği riskini etkileyebilir.

  • Yetersiz prenatal bakım: Gebelik sırasında düzenli doktor kontrollerinin ihmal edilmesi riski artırabilir.

Tanı ve Teşhis

Üzüm gebeliği tanısı, bir dizi tanısal testle konur. Bu testler şunları içerebilir:

  1. Ultrasonografi: Vajinal ultrasonografi, rahim içindeki anormal görünümleri tespit etmek için kullanılır.

  2. Beta hCG (human chorionic gonadotropin) seviyeleri: Bu gebelik hormonunun seviyeleri izlenir. Üzüm gebeliği sırasında beta hCG seviyeleri normalden daha yüksek olabilir.

  3. Dilatasyon ve Küretaj (D&C): Bu işlem sırasında rahim içinden doku örnekleri alınarak üzüm gebeliği teşhisi doğrulanabilir.

Tedavi Yaklaşımları

Üzüm gebeliği tedavisi, genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  1. Dilatasyon ve Küretaj (D&C): D&C işlemi sırasında anormal doku rahim içinden alınır. Bu işlem, üzüm gebeliği tanısı doğrulanır ve aynı zamanda tedavi amaçlıdır.

  2. Histeroskopi: Bu yöntemle rahim içi görüntülenir ve anormal doku çıkarılabilir.

  3. Histerotomi: Nadir durumlarda, rahim tamamen çıkarılması gerekebilir, özellikle tekrarlayan üzüm gebeliği durumunda.

  4. Takip ve İzlem: Tedavi sonrası düzenli takip ve izlem, beta hCG seviyelerinin normale dönüp döndüğünün ve anormal hücrelerin geri gelmediğinin kontrol edilmesini içerir.

Önleyici Yaklaşımlar

Üzüm gebeliğinin önlenmesi konusunda belirgin bir yöntem bulunmamakla birlikte, aşağıdaki önleyici yaklaşımlar önerilebilir:

  • Düzenli prenatal bakım: Gebelik sırasında düzenli doktor kontrolleri ve prenatal bakım, anormal gebelikleri erken teşhis etmeye yardımcı olabilir.

  • Folik asit takviyeleri: Folik asit takviyeleri, gebelikteki sağlıklı fetal gelişim için önemlidir ve üzüm gebeliği riskini azaltabilir.

Sonuç olarak, üzüm gebeliği veya mol gebelik, gebelik sırasında nadir görülen bir komplikasyondur ve tedavi gerektirir. Erken teşhis ve tedavi, anne adayı için önemlidir çünkü üzüm gebeliği ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Herhangi bir belirti veya risk faktörü taşıyan kadınlar, gebelikleri boyunca düzenli doktor kontrollerine ve prenatal bakıma özellikle dikkat etmelidirler.

 
 
 



Gelen sorular: Mol üzüm gebeliği nasıl tedavi edilir?, Mol üzüm gebeliği kansere çevirir mi?, Mol gebeliklerinde bebek (embryo, cenin) olmaz diye bilinir, ama bazı mol gebeliklerinde mol yanında bebek de olabilir mi? Mol üzüm gebelik tekrarlar mı? Tüm mol gebeliklerin tedavisinde kemoterapi gerekir mi?

Hava Durumu
Saat